İnsan kulağı 20-20.000 Hz arasındaki sesleri duyar. Bu sınırın altındaki seslere
infrasonik, üstündeki seslere de ultrasonik sesler denir. Konuşma sesi aralığı da
500-2000 Hz arasında değişmektedir.
İşitme kaybı duyulabilir frekans aralığında ki, işitme yetisinin azalması olarak
tanımlanabilir. İşitme kaybı yaşayan kişiler sesleri duyabildiklerini fakat ayırt etmekte
güçlük çektiklerini söylerler. işitme kaybı yavaş yavaş ilerleme gösterir, bu bağlamda
kişinin duyabildiği diğer seslerin varlığı, işitme kaybı yaşamadığı noktasında onu ikna
edebilir.
İşitme kaybı yaşayan kişilerde ilk şikayet kendisinden değil de genellikle
yakınlarından gelir.
❖ Televizyon sesini fazla açmak
❖ Yüksek sesle konuşmak
❖ Konu dışı cevaplar vermek
❖ İletişimden kopukluk
Yakınları tarafından oluşan şikayetlere karşı, işitme kayıplı birey, yuvarlayarak
konuştuklarını yada kısık konuştuklarını söyleyerek işitme kaybını kabullenme
sürecini uzatabilir. Özellikle arka plan gürültüsünün olduğu ortamlarda, yüksek veya
alçak sesli konuşmalarda, farklı aksanlı veya hızlı konuşan kişileri dinlerken daha
belirgin şikayetler görülür. Kişinin sosyal hayatını, iş performansını, öğrenme
yeteneğini ve yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkiler. Bu noktada profesyonel
destek çok önemlidir. Kapsamlı işitme taraması yapılarak işitme kaybının kalıcı
olduğu tespit edildikten sonra işitme desteklenmelidir. Düzeltilen işitme kaybı sosyal
iletişimi arttırarak zihinsel uyarımı da arttırmış olur bu bağlamda Demans ve
Alzheimer riskini de büyük ölçüde azaltmaktadır. İşitme cihazı kullanmayan işitme
kayıplı bireylerin Demans riski %20 arttığı yapılan son çalışmalarla dikkat
çekmektedir.
(Güney Danimarka Üniversitesi, 2024)